Ana içeriğe atla

2- İletişim Sırasında Beden Dili Açısından Yapılan 10 Hata

Bir çoğumuz kendimizi iletişim konusunda çok yetenekli görürüz ama çok basit hatalar bu yeteneğimizi örtbas eder. İletişim sırasında gerek iş yoğunluğu gerek zihinsel yoğunluk nedeniyle gözden kaçırdığımız 10 hatadan kısaca bahsedecek olursam;


1-      Göz Temasından Kaçmak:


İletişim halinde  iken karşımızdaki kişi ile göz temasından kaçmak, zayıflık ve kişinin kendine olan güven sorununu işaret eder.  (Doğudaki şehirlerde karşı cins ile göz teması çok fazla kurulmaz. Göz teması flört algısı oluşturduğu için doğudaki illerde daha dikkatli davranmak gerekir.) Bu nedenle göz teması kurmak hem kişinin kendine olan güvenini hem de iletişimde samimiyetin göstergesidir.


2-      Kambur Oturmak:


Koltuk ya da sandalyede otururken veya ayakta iken kambur şeklinde durmak kişide yorgunluk ve bıkkınlık algısı oluşturur. Ayrıca kendine güvenmeyen kişilerin duruş şeklidir. Bu nedenle dik durmak bizi dinamik ve kendine güvenen biri olarak gösterecektir.


3-      Zayıf tokalaşma :


Genel olarak 8 farklı tokalaşma çeşidinden söz edebiliriz. Zayıf tokalaşma çeşitleri genel itibarla tokalaşırken karşımızdakinin elini tutup tutmama isteksizliği gibidir. Bu tokalaşma şekillerindeki ortak algı otorite ve güven eksikliğidir. Bunun zıddında ise karşımızdakinin elini çok sıkarsak aşırı agresif bir görüntü çizebiliriz. Eli sıkmadaki dengeyi iyi ayarlamak bu nedenle önemlidir.


4-      Kenetli Kollar:


Kenetli kollar dış ortamdan soyutlanıp içe dönmeyi ifade eder. (Ortam sıcaklığının normal olduğunu varsayıyorum. Soğuk kış günü dışarıda birinin bu davranışta bulunması gayet doğal bir davranış olacaktır) Yapılan araştırmada kenetli kollarla ders dinlemenin öğrenmeyi  %40 azalttığı  görülmüştür. Herhangi birini dinlerken kolların açık olması dinlemeyi ve algıyı arttıracağından unutmamalıyız.


5-      Aşağı bakmak:


Sunum yaparken ya da bir şeyler anlatırken aşağı doğru bakmak bu şekilde devam etmek (eğer bir konu hakkında düşünmüyorsak) gücün kaybolmasına ve zayıf görünmemize sebep olur.



6-      Öne eğilerek konuşmak:


Konuşma sırasında oltayı denize atıp çeker gibi öne eğilip yeniden dik konuma geçmemiz muhatabımızı rahatsız edecektir. Karşımızdakinin özel alanına yapılan bu müdahale tedirginlik oluşturup sizi dinlemesini engelleyecektir.



7-      Saça Dokunulmak veya Sürekli Kıpırdanmak:


Konuşma sırasında sürekli kıpırdanmak, sakal-saçla oynamak enerjisini kontrol edememe, bir rahatsızlık ve anksiyete algısına neden olabilir. Bu nedenle daha sakin olmak faydalı olacaktır.



8-      Özel Alan Müdahelesi:


İş arkadaşımız yada yaptığımız görüşmelerde 60 cm den fazla yaklaşmak özel alanına müdahale olarak algılanacağı için saygısızlık olarak algılanır. Bu durumda muhtemelen bir tepki ile karşılaşırız. Yurt dışında özellikle Amerika’da karşımızdaki kişiye çok yaklaşmış isek “Benim özel alanıma müdahale ediyorsun lütfen biraz  geriye gider misin?” uyarısı ile karşı karşıya kalırız.



9-      Saate Bakmak :


Gerek kol saati gerek duvar saatine  bakmak o an için konuya ilgisiz olduğumuz anlamına gelir yada bir randevu vs. ye geç kalmamak için zamanı kontrol etmek manasına geleceği için eğer randevumuz ve yetişmemiz gereken bir yer yoksa saate bakmamakta fayda var.



10-   Çatık Kaşlı Olmak:


Genellikle bilinçsiz olarak yaptığımız bu mimik çeşidi iletişimde anlaşamama ve bunu sonucundaki mutsuzluğun göstergesidir. Bu nedenle eğer görüşme sırasında herhangi bir sorunla karşılaşmadı isek çatık kaşlı olmamak faydalı olacaktır.



Genelde gözden kaçan ve rahatlıkla düzeltilebilecek 10 hata bunlar. Umarım bu hataları farkında olmadan yapıyorsanız artık daha dikkatli olacaksınız ve gerek aile içinde gerekse iş yerinizde iletişiminiz daha güçlü olacak.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

3- Küçümseme ( Kendini üstün görme )

Dikkat ederseniz küçümseme ve kendini üstün görme kavramları arasında mantıksal olarak bir fark yok. Ama gidip bir arkadaşınıza "insanları küçük görüyorsun" dediğinizde alacağınız tepki ile "kendini üstün görüyorsun" dediğinizde alacağınız tepki farklı olacaktır. Bunun nedeni zihnimiz ve egomuz sürekli karşıyı suçlu-hatalı görme eğilimdedir. Bu nedenle "insanları küçük görüyorsun" kavramı dendiğinde zihin insanlardaki hatalara odaklanıp neden küçük görüldüğümü realize etme çabasına girerken "kendini üstün görüyorsun da" suçu kendinde aramak hoşuna gitmediği için rahatsız olur. Bu nedenle küçümseme kavramını kullanıp devam edeyim.  Blog'un ilk yazısında Kate Middleton ın tablosundaki ağız şeklinden örnek verip açıklamak istiyorum. insan yüzüne orta kısmından hayali bir dik çizgi çektiğimizde çok büyük oranda mimikler sağ ve sol da ayna görüntüsü oluşturur yani eşit ifade söz konusudur. Küçümseme davranışında ise genellikle sağ dudak...

4- İletişimdeki En Önemli Unsur...

İletişim ve yönetim konusunda dünyada bilinen önemli isimlerden biri olan Peter F. Drucker derki: "İletişimdeki en önemli unsur, söylenmeyenleri duymaktır." Hiç kendi başınıza oturup -Acaba insanlar üzerinde nasıl bir etki uyandırıyorum? -İş arkadaşlarımın söylediklerine inanmam gerekiyor mu? -Bana bağlı olan ekibim dediklerimi anlıyor mu? -"Hmm aslında Ahmet Bey ben anlatırken farklı birşeylerle ilgileniyordu benle göz teması kurmadı, Ayşe hanım ise biraz ukala bir tavırla dinledi sanki" bu tarz soruların cevaplarını sormaktan ziyade o anı değerlendirerek zihnimizde anın canlandığını ve  o anı değerlendirip cevap verdiğinizi farkettiniz sanırım. Sözsüz iletişimdeki sessiz işaretler altta yatan duyguları, korku, dürüstlük, hayal kırıklığı, ilgisizlik gibi bir çok duyguyu açığa çıkartabilir. Bu nedenle ofisimizde yeni işe başlayan biri hakkında ilk yarım saat içinde bir kanı oluştururuz ve o kişi ile yakın arkadaş olup olamayacağımızı daha ilk anl...