Ana içeriğe atla

14- Mekanik Beden Dili

     Eğitimlerime yada seminerlerime gelenler bilirler ki Başbakan Erdoğan'dan bahsederken 2002-2004 arası kendini beden dili konusunda çok geliştirmiş ve eğitim almış olduğundan bahsederim. Ayrıca beden dili konusunda Türkiye'de bu zamana kadarki en önemli iki liderden biri olduğunu da söylerim.

     31 Aralık 2013 yılın son günü Başbakanın televizyonda "Millete Hizmet Yolunda" konuşmasını dinlemek için (işin aslı gündem yoğunluğunda beden dilini görmek için) televizyonu açtım ve konuşmayı izledim. Malesef beklediğimden çok farklı bir beden dili ile karşılaştım. Başbakan konuşmasından önce kaç kez prova yaptı bilmiyorum yada danışmanları burada bu davranışta bulunmanız gerekli mi dedi bilemem. Benim gördüğüm bugüne kadarki en mekanik konuşması idi. Mekanik kelimesini özellikle vurguluyorum çünkü konuya göre anında beden dili hareketi değişiyor. Kimi zaman (doğal olarak) gerçek beden dilini gösterse de konuşma boyunca aşırı yapay bir beden dili gördüm. Bu nedenle beden dili konusunda kendini geliştirmek isteyenlerle paylaşmanın gerekli olduğunu düşündüm.

    Konuşma sırasında ellerin masa altında bulunması yada ellerin muhatap tarafından görülmemesi bir güvensizlik hissi yaratır. Başbakan konuşmasına ellerini masa altında tutarak yani ellerini göstermeden başladı ve 3 dakika boyunca elleri sürekli aşağıda tuttu.
     
     Üç dakika sonra konuyu Çanakkale Zaferine getirdiğinde bir anda öne doğru eğilip elleri ben bu işi biliyorum manasında yani çatı konumuna getirdi.

     Zaman zaman el hareketleri değişse bile (konu Cumhuriyet tarihi idi) yedinci dakikada bile başbakan bu davranışı korumakta ısrar etti.

     Konu Cumhuriyet-Demokrasi birlikteliğine gelince Başbakan bu konuda ne kadar Demokratik bir Cumhuriyet algısı vermek istese de elleri farklı bir söylem içerisinde idi. Beden dilini kontrol etmek isterseniz ve ciddi bir çalışma yaparsanız çok az hata ile konuşma yapabilirsiniz lakin beyine iletilen duygu, mantıktan çok daha hızlı bir şekilde ilerlediği için beden dilini her an kontrol etmeniz mümkün değildir. 
     Görüldüğü üzere Başbakan'ın elleri ile sanki avuç içindeki bir şeyi korur gibi davranması bir nevi yolunda gitmeyen bir şeyi gizleme gibi anlaşılır ve gerçekte de bir şeyleri gizleme çabası ile hareket edenler çoğunlukla benzer davranışta bulunur. 

    Konuşmanın devam eden kısmında Cumhuriyetin kucaklayıcı etkisinden bahsederken başbakan sanki karşısında biri var ve kucaklamak ister gibi davrandı. Bu tarz davranışlar ayakta konuşurken bu şekilde yapılması güzel fakat eğer bir televizyon izleyicisine yapıyorsanız biraz abartı bir davranış olarak göze batacaktır.

     Konu reformlara geldi ve kendi dönemlerinde yapılmış olan reformlardan bahsetti ve "geçmiş reformları milletimize teslim ettik" dediği andaki beden diline bakarsak sanki karşıya alın buyurun der gibi bir davranış içinde olduğunu görüyoruz.

     "Yeni demokratikleşme paketi ekonomik istikrarıyla daha güçlü kılma hedefi taşıyor" derken ellerdeki güç ifadesine de dikkat etmek gerekli.

     İletişimde esas olan doğallıktır. Doğallığı birazcık bozsanız hemen göze batar ve yapmacık olur. Yapmacık bir durum karşıdan anlaşılır ise bu defa güvensizlik hissi ortaya çıkar ki bu iletişimi yok etmek manasına gelir.
Başbakan'ın iletişim ve hitabet konusunda ne kadar başarılı olduğunu söylemeye gerek yok sanırım. Ama keşke bu konuşma için yapılan provada izleyenlerden birisi bu konuya değinebilse idi çok daha etkili bir konuşma olurdu. Gerek 17 Aralık yolsuzluk gündemi, gerek seçim gündemi nedeniyle bu konu gözden kaçmış olabilir. 
     Her durumda Başbakan beden dili konusunda Türkiye'deki en başarılı siyasetçi olduğunu söyleyip "Yiğidin hakkını yiğide vermek gerekli" sözünü yerine getirmek durumundayız.

     Bir sonraki yazıya kadar kendinize iyi davranın...


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

3- Küçümseme ( Kendini üstün görme )

Dikkat ederseniz küçümseme ve kendini üstün görme kavramları arasında mantıksal olarak bir fark yok. Ama gidip bir arkadaşınıza "insanları küçük görüyorsun" dediğinizde alacağınız tepki ile "kendini üstün görüyorsun" dediğinizde alacağınız tepki farklı olacaktır. Bunun nedeni zihnimiz ve egomuz sürekli karşıyı suçlu-hatalı görme eğilimdedir. Bu nedenle "insanları küçük görüyorsun" kavramı dendiğinde zihin insanlardaki hatalara odaklanıp neden küçük görüldüğümü realize etme çabasına girerken "kendini üstün görüyorsun da" suçu kendinde aramak hoşuna gitmediği için rahatsız olur. Bu nedenle küçümseme kavramını kullanıp devam edeyim.  Blog'un ilk yazısında Kate Middleton ın tablosundaki ağız şeklinden örnek verip açıklamak istiyorum. insan yüzüne orta kısmından hayali bir dik çizgi çektiğimizde çok büyük oranda mimikler sağ ve sol da ayna görüntüsü oluşturur yani eşit ifade söz konusudur. Küçümseme davranışında ise genellikle sağ dudak...

4- İletişimdeki En Önemli Unsur...

İletişim ve yönetim konusunda dünyada bilinen önemli isimlerden biri olan Peter F. Drucker derki: "İletişimdeki en önemli unsur, söylenmeyenleri duymaktır." Hiç kendi başınıza oturup -Acaba insanlar üzerinde nasıl bir etki uyandırıyorum? -İş arkadaşlarımın söylediklerine inanmam gerekiyor mu? -Bana bağlı olan ekibim dediklerimi anlıyor mu? -"Hmm aslında Ahmet Bey ben anlatırken farklı birşeylerle ilgileniyordu benle göz teması kurmadı, Ayşe hanım ise biraz ukala bir tavırla dinledi sanki" bu tarz soruların cevaplarını sormaktan ziyade o anı değerlendirerek zihnimizde anın canlandığını ve  o anı değerlendirip cevap verdiğinizi farkettiniz sanırım. Sözsüz iletişimdeki sessiz işaretler altta yatan duyguları, korku, dürüstlük, hayal kırıklığı, ilgisizlik gibi bir çok duyguyu açığa çıkartabilir. Bu nedenle ofisimizde yeni işe başlayan biri hakkında ilk yarım saat içinde bir kanı oluştururuz ve o kişi ile yakın arkadaş olup olamayacağımızı daha ilk anl...

2- İletişim Sırasında Beden Dili Açısından Yapılan 10 Hata

Bir çoğumuz kendimizi iletişim konusunda çok yetenekli görürüz ama çok basit hatalar bu yeteneğimizi örtbas eder. İletişim sırasında gerek iş yoğunluğu gerek zihinsel yoğunluk nedeniyle gözden kaçırdığımız 10 hatadan kısaca bahsedecek olursam; 1-      Göz Temasından Kaçmak: İletişim halinde  iken karşımızdaki kişi ile göz temasından kaçmak, zayıflık ve kişinin kendine olan güven sorununu işaret eder.  (Doğudaki şehirlerde karşı cins ile göz teması çok fazla kurulmaz. Göz teması flört algısı oluşturduğu için doğudaki illerde daha dikkatli davranmak gerekir.) Bu nedenle göz teması kurmak hem kişinin kendine olan güvenini hem de iletişimde samimiyetin göstergesidir. 2-      Kambur Oturmak: Koltuk ya da sandalyede otururken veya ayakta iken kambur şeklinde durmak kişide yorgunluk ve bıkkınlık algısı oluşturur. Ayrıca kendine güvenmeyen kişilerin duruş şeklidir. Bu nedenle dik durmak bizi dinamik ve kendine güvenen biri ola...